SEN ÜŞÜDÜN BİZ YANDIK

SEN ÜŞÜDÜN BİZ YANDIK

Anadolunun bozkırlarında yetişmiş yağız bir delikanlıydı. Lise yıllarında başlayan mücadelesi vefatına kadar devam etti. Hayelleri ile yaşadı, bazı hayellerini gerçekleştirdi bazılarınıda arkadaşlarına emanet bıraktı. Son nefesine kadar bitmez, tükenmez mücadele isteği ve arzusu ile yaşadı. İnsanın dayanamayacağı işkencelere maruz kaldı. Milliyetci, Ülkücü, muhafazar, yapıcı, birleştirici imanlı, Turan ülküsü hayel eden bir insandı. Kendini Türk milletine, Türk İslam dünyasına adamış, mücadelesinde en küçük bir sapma olmamış, özü sözü doğru, ileri görüşlü, insana hizmetin ibadet olduğunu destur edinmiş bir devlet adamıydı. Türk Milletinin çıkarlarını, diğer milletler karşısında hep ön planda tutarak siyaset yapmış dürüst bilge bir liderdi. Bir Türkiye hayalim var diyordu, Milletimin ay yıldızlı bayrak altında şanla, şerefle mutlu, huzurlu, Başını örtenle açanın aynı üniversitede yasaksız, kavgasız kardeşçe yaşadığı, Kürt, Türkmen, Alevi, Sunni ayrımı olmadan, Zengin, fakir, yoksul ayrıcalığı bulunmayan Türk dünyası hayali vardı. Kafkasyanın bir gün özgürlüğüne kavuşacağını savunuyordu. Türk islam ve büyük turan ülküsü hayali vardı. 1980 askeri darbesinde diğer arkadaşları gibi kendiside cezaevine konuldu. 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl cezaevinde kaldığı bu davadan ceza almadı. Suçsuz yere cezaevi, cezaevinde gördüğü işkenceleri, Filistin askılarında geçen günleri için devletime hizmet etmiş sayarım deme erdemliğini gösteren biriydi. Kirli ve kanlı eller hiç peşini bırakmadı. Önce en yakın dava arkadaşı 1996 yılında Susurlukta öldürüldü. Kaza süsü verilen olay hala çözülemedi. 25 Mart 2009 tarihinde, Kahramanmaraşın keş dağlarında içinde bulunduğu helikopter düştü. helikopterin enkazı kazadan 47 saat sonra çevredeki köylüler tarafından bulundu. Arkadaşı gibi kendisinin de maruz kaldığı kazanın sırları çözülemedi. Ülkeye kazandırmak için uğraştığı Türk İslam Ülküsü fikri bu gün meyvesini vermektedir. Anadoluda milyonlarca Bozkurtu ve Alperenleri onun izinden yürümekte. Ölümünden yıllar önce cezaevinde bir şiirinde üşüyorum diyordu. Fırtınalı hayatı karlı dağlarda son bulmuştu. Sen üşüdün seni sevenlerin o gün yürekleri yandı. Dava şehidi Başkanı ölümünün 8. Yılında rahmet, minnetle ve dua ile anarken, yüreği yananlar bu gün seni gururla hatırlamaktalar. Maneviyata verdiği değerleri şu mısralarında iyice anlıyoruz. Ben sonsuzluğu düşünüyorum, Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum.