EN ETKİLİ VAAZ: ÖLÜM

EN ETKİLİ VAAZ: ÖLÜM

EN ETKİLİ VAAZ: ÖLÜM

Ölüm, bu dünyanın fani olduğunu ve nihai zaferin sadece Allah’a ait olduğunu hatırlatır insana. İnsanın ruh, akıl ve bedenden müteşekkil ve sahipli olduğunu zihinlere yerleştirir. Bedenin çürüyeceğini ve asıl olan ruhun menzilinin ise ne kadar engin olduğunu... Beden ve dünya sınırlarının ötesinde... Beden, ruha giydirilen bir libastır. Yaratan bedene, elbiseye, süse, imaja değil, öze, niyete, kasda yani ruha ve kalbe kıymet biçer.

Ruh, ötelere ait bir özdür. İlahi bir nefhadır. Ölüm, ruhun kıyamıdır, özgürlüğüdür. Semalara kadar yükselişinin önündeki engelden kurtuluşudur. Emaneti sahibine teslim etmenin ve nefsin esaretten kurtuluşun zaferidir. Özlemini duyduğu güzelliğe vuslat vesilesi, düğün gecesidir ölüm... Yaşamanın, var olma hedefinin açık seçik delili... Zihinlerimizin malul olduğu unutkanlığı, unutanı ve unutulanı ikazdır... Ölüm hiç gecikmez, tam vaktinde gelir. Şairin de dediği gibi:

“Neylersin ölüm herkesin başında. / Uyudun uyanamadın olacak.

Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında? / Bir namazlık saltanatın olacak,

Taht misali o musalla taşında.” (Cahit Sıtkı Tarancı)

Ölüm, yıkılanı yeniden inşaa etmektir... Geçici olanı, kalıcı olana tercihtir... Sahte olana sırtını dönüp, gerçek olana varacak yola koyulmaktır... Yolda olanı da, yoldan kaçanı da, yolda yorgun düşeni de, yoldan habersizi de yola revan eden hadimi lezzattir... Ölüm, çürüyeni, bozulanı, eskiyeni ilk haline rucu etmektir... Yepyeni bir hayatı kurma kudretidir... Ferdin kopan kıyametidir. Ölüm, özleyenin, özlediğine vuslat anıdır... Cenneti isteyenin arzusudur ölüm. Perde arkasındaki en sadık haberdir... Ölümsüz olanı haber vermektir. İyilik ölmez, hayır ölmez, güzellik ölmez, merhamet ölmez, sevgi ölmez.

Ölüm, herkesin özenle büyüttüğü bir meyvedir. Zamanı gelince her fert meyvesini tadacaktır. Kimileri tattığından lezzet ve keyif alacak, kimileri de acı ve keder duyacak... Kimileri selsebil, kevser, süt ve bal nehirlerinden yudumlayacak, kimileri de zakkum, kan, irin ve kaynar su içecek. Ölüm bahçesine her nefis ayak basacaktır... Tüm nefislere eşit davranan hakikat ölümdür. Ölüm karşısında her insan aynıdır, ölümün tadına bakmayacak kimse yoktur. Ancak iyiliğe ram olanlar kazanacaklar ve hep yaşayacaklardır. Hoş seda bırakanlar kazanacaktır. Sevenler unutulmaz, sevgiler unutulmaz, sevgi unutmaz. Asıl ölüm, hesaptan habersiz olmaktır. Hayatın anlamını kaybetmektir. Asıl ölüm, kalbin ölümüdür, vicdanın ölümüdür, gayretin ölümüdür, merhametin ölümüdür, hedefin ölümüdür. Hedefsiz gemiye hangi rüzgâr yardım edebilir?

Ölünün sessizliği ibretinde mahfuzdur... Ölüm bir uyku değil, gerçeğe uyanmaktır. Her ölüm bir ibrettir. En etkili öğüdü ölüm verir. Hasta, ya da yaşlı olan değil, eceli gelen, vakti, saati dolan ölür. Ölümün giremeyeceği saray, kale, köşk, şato, malikâne, villa, ev yoktur. Ölüm habercisini engelleyebilecek kimse var mı? Can emanetini iade etmeyen birileri var mı şu dünyada? Melekler de ölür, peygamberler de ölür, salihler de ölür... Mü’min de ölür, kâfir de… Kadınlar da ölür, erkekler de, gençler de, çocuklar da, hastalar da, sağlamlar da ölür... Zenginler de ölür, fakirler de, işçiler de, patronlar da... Adil olan da ölür zalim olan da ölür... Kuşlar da ölür, ağaçlar da ölür, balıklar da, hayvanlar da ölür... Zaman da ölür, vakitte ölür, gün de ölür, saatte ölür, hafta ve yıl da ölür... Bir gün olur, ölüm de ölür.

“Her nefis ölümü tadacaktır. Ve Yaptıklarınızın karşılığı sizez eksiksiz bir şekilde ancak kıyamet gününde verilecektir. Kim ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulursa, artık kurtulmuştur. Dünya hayatı zaten aldatıcı bir faydalanmadan ibarettir.” (Âl-i İmran 185)

Her şey fani, baki olan el-Baki’dir... Huve’l Baki... el-Baki için yapılanlar bakidir... Fani hayattan baki hayata gidecek ve yarar sağlayacak olan, imandır; iman ile işlenen iyi, doğru davranışlardır. İman, bir iddiadır, her iddia gibi o da ispat ister.... Kendisinden vaaz, öğüt ve nasihat isteyen birisine Vaiz şöyle der: Babam yaşıyor mu? Nasihat isteyen, hayır öldü, deyince, Vaiz, Babasının ölümünden öğüt almayan kişiye hangi vaaz etki edebilir ki?!... Vesselâm...