Şerbet, Tel Helva, Küncü ve Ekmek

Şerbet, Tel Helva, Küncü ve Ekmek

Şerbet, Tel Helva, Küncü ve Ekmek

Neydi Eskiden Ramazan aylarını güzel kılan şeyler,  o günler neden  çok daha güzeldi,
Çocuktuk,, toyduk, gençtik çünkü. bir çoğumuzun Anne ve Babası hatta Dede ve Ninesi hayatta idiler çünkü,  genel anlamda evin tüm sorumlulukları onlardaydı bizler de çocukluğun verdiği rahatliğın tadını çıkarmaya çalışırdık.
Bir Zamanlar NİZİP'te, iftar öncesi kuyruğa girmeye hazırlandığımız İftar sofralarının olmazsa olmazı tadı hâlâ damaklarda duran Meyan Şerbeti  vardı, 
Bizler, Belediye eski binası köşesinde akıllara zarar bir kalabalıkta kabımız  tabağınız elmizde, paralar cebimizde
sıraya girerek büyüdük.
 tatlı bir telaş başlardı,
Şerbetini alan savaştan çıkmış Gazi gibi sevine sevine Küncülü Ekmek için Fırının yolunu  tutarak büyüdük.

Bizler,Fırından çıkan canı tel Helvası çekenler de soluğu Sağlık Eczanesi önünde köşe başında alarak büyüdük.

 Tüm Ramazan boyu böyle devam ederdi. 
Şerbet, Tel Helva,  Küncülü Ekmek,
Konu komşu, Dost ve Akraba iftar sofrasında bekleşirrdiik. Çoğumuzun değil elinde telefon,  evinde Televizyon dahi yoktu, sohbet vardı, 
Eski yazlar da bir başka sıcak olurdu, 

Bizler eski Temmuzun sıcağında güneşin altında oruç tutmanın, dilini damağını kurutmanın, Culluğun Pınarı'ndan su getirmenin telaşıyla büyüdük.,

Bizler iftar sonrası bir hikaye dinlemek veya  az da olsa bir televizyon izlemek için bir komşumuzda toplanmanın sevinciyle büyüdük,

Kim ne derse desin, Çok daha güzeld, çok daha özeldi o eski Ramazanlar ..

Bizler elimizde Tablet, Cebimizde Telefon, karşımızda Televizyon yoktu bizim,  üç T''den  uzak  Sevgi, Saygı, Sadakat çerçevesinde üç S"eyle iç içe büyüdük.